Kategoriler
İnceleme Özel

Kara Kule (The Dark Tower) Filmi İnceleme

Stephen King’in Aynı İsimli Romanı The Dark Tower Filmi Çıktı

Genellikle şimdiye kadar Stephen King’in romanları üzerine çekilmiş filmler arasında kötüsüne rast gelmemiştim. Sadece “The Green Mile” ve “The Shawshank Redemption” filmleri gerçek efsane idiler. Stephen King’in kendisi çok ilginç yazar ve onun romanları üzerine çekilmiş filmleri izledikten sonra bunun şahidi oluyorsunuz. Onun çok zaman yarattığı korkunç ve fantastik dünyalara sempatiyle yaklaşmamak mümkün değil. Fakat bu cümle, “The Dark Tower” filmi hakkında da denilebilir mi? Bunun cevabı hem evet hem hayır. Yani %50-%50. Aslında “The Dark Tower” filminin üretim süreci pek çok sorun ile karşılaştı.

Sponsorlu Bağlantılar

İlk kavramına uygun çekilmiş film, ön sunumlar tamamen başarısız göründüğü için başka kavram üzere çektiler. Filmin yönetmeni Nikolaj Arcel, Stephen King faaliyetinin hayranlarına önceden bildirmişti ki, bu film tamamen roman bazında çekilmeyecek. Aslında The Dark Tower gibi büyük bir romanı, 1 buçuk saatlik filme yerleştirmek imkansız. Fakat yönetmen, romandaki olan dünyanın bazı öğelerini filmde canlandırmaya başardı. Eğer bu incelemeyi okuyanlar arasında romanı okumuş kişiler varsa, şimdiden onlardan özür dileriz. Çünkü onlar bazı yorumlarımıza karşı çıkabilirler.

Filmin Konusu

Kara Kule olarak dilimize çevrilen film, birçok dünyaları dengede tutan ve onları, kötü güçlerden korumaktadır. Walter (Matthew McConaughey) adlı kötü karakter bu kaleyi yok ederek evreni sonsuz dek kötülüğe gark etmek istiyor.

Kulenin korumaları olan silahşörlerin sonuncusu Roland Deschain (Idris Elba) ise Walter’i öldürmek arzusuyla tutuşmuş ve onu, kulenin yok edilmesini engellemeye çalışır. Bu yolda ona bizim dünyamızdan olan olağanüstü çocuk Jake Chambers (Tom Taylor) yardımcı olur.

Romandan Çok Uzak

Bildiğim kadarıyla romanda psikolojizm, dramaya ve ilginç mistik olaylara yer verildi. Fakat filmde tüm bu elementler yok. Bu film, sadece klişelerle süslenmiş adi fantastik film. Klişeden maksatımız filmin hikayesi. Aslında buna benzer filmleri çok gördük. Sıra dışı çocuklar, çok ilginç ve fantastik görünen olayların merkezine düşüyor.

Sponsorlu Bağlantılar

Filmde Roland’ın dünyası biraz karışık duygular yaratıyor. Film boyunca izleyicide oluşan sorulara cevap verilmiyor. Örneğin Walter kim ve nereden geldi? Romanda Roland aslında beyaz tenli bir karakter. Filmde ise bu karakteri siyahi aktör Idris Elba canlandırıyor. Bu tür etkenin, Stephen King’in hayranlarına nasıl etkilediğini bilmiyorum. Fakat şunu da söyleyebilirim ki, Idris Elba kendi rolünün üstesinden gelmiş. Romanı okumuş veya onun hakkında bir takım bilgilere sahip olan izleyiciler, filmi izleyen zaman aktörün siyah olduğu faktörünü tamamen unutacaklar.

Jake, Roland ve Walter Karakterleri

Şimdi ise gelelim baş olumsuz noktalara. Matthew McConaughey de, Idris Elba gibi kendi rolünü mükemmel şekilde canlandırdı. Sanki bu rol onun için yazılmış. O, filmde korkunç, soğukkanlı ve acımasız. Fakat Roland, filmde herhangi motivasyona sahipse, Walter’in genellikle motivasyonu yoktur. O sadece her şeyi yok etmek arzusundadır. Tabii ki, esas karakterlerinin ve onlar hakkında bilgilerin filmde daha çok yansımasını gerekirdi. Bütün bunlar olmadığı için onlar şablon görünümündeler. Fakat bununla birlikte bu iki aktörün rol oynama yeteneği sayesinde, inandırıcı görünüyorlar.

Jake karakterini canlandıran Tom Taylor’da kendi işinin üstesinden iyi geldi. Aslında filmde esas rolü Roland değil de Jake canlandırıyor. Roland ile Walter ise sadece iyi ile kötü güç işlevlerini taşıyorlar. Ne yazık ki filmde akıllı kalan bu 3 karakter. Öyle ki, diğer karakterler şablon ve genellikle bir karaktere sahip değiller. Filmde atışma sahnelerine az rast gelinse de, onlar etkili şekilde gerçekleşmiş. Roland’ın silah ile yaptığı akrobasi hareketlerine şaşmamak mümkün değil. Filmin sonunda bir sürpriz beklemeye değmez.

Sonuç

Sonuç olarak söylemek gerekir ki, bu defa Stephen King’in romanı esasında çekilmiş film bir anlamda alınmadı. Fakat buna rağmen onu izlemeye değer. En azından adını verdiğimiz aktörlerin kendi rollerini nasıl canlandırdıklarını görmek ilginçtir. Bu film işte onların hesabına bakılır ve belli süreliğine akılda kalıyor. Roman hayranları bence bu filmi izlerken hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Roman ile ilgisi olmayan izleyiciler için ise bu sadece fantastik bir filmdir. Yani arkadaşlarınızla ilginç zaman geçirmek ve orta düzey ilginç film izlemek istiyorsanız bu filme düşünmeden gidebilirsiniz.

Gelecek yıl “The Dark Tower” için televizyon dizisinin çekimleri başlayacak. Bence bu tür roman televizyon dizisi ile tamamen uyumludur ve umuyorum ki, o bu filmden daha başarılı olacaktır. Fakat tüm bunlara rağmen filmi izledikten sonra Stephen King’in faaliyetlerini yakından takip etmek istiyorsunuz. İlk önce bu büyük romanı okumak arzusu doğuyor.

Sponsorlu Bağlantılar
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji6.com